Yaşım gereği genç arkadaşlarımla iç içeyim. İşte bundandır ki bir hal raporu vermek istiyorum. Amacım tamamıyla yargılamak. Hiç ikiyüzlülüğe giremiyeceğim.
Şunu netlikle söylebilirim: net bir şekilde telefon ve internet bağımlıları. Yolda, kafede, yemek yerken, helâda kısacası her yerde telefonla uğraşıyorlar. Tamam bende uğraşıyorum ancak olabildiğince faydalı bilgilerin, videoların, görsellerin, insana değer katan bir şeylerin peşinden gidiyorum. Ancak arkadaşlarım Reels, Shorts, TikTok bermuda şeytan üçgeninde takılıyorlar. Bu içerik türü bariz bir şekilde insan beynini "mala" çeviriyor. Okuduğunu, söylediklerinizi yanlış anlamaya oldukça müsait ve mecazilikten anlamayacak hâle gelmiş vaziyetteler. Hayatlarının büyük bir çoğunluğu eğlenceden ibaret.
Giyim kuşam, konuşma vesaire olsun neredeyse hepsi birbirinin aynısı. Pek çok şeyi dış görünüşten ve paradan ibaret sanıyorlar. Hepsinden daha kötüsü düşünme yetisini kaybediyorlar, diğer bir deyişle düşünmüyorlar. Yapay zeka ve sosyal medya vesilesiyle "düşünmemek" eylemi ayyuka çıkmış durumda. Bir çesit okumuş zombi sürüsü denebilir. Pek çoğunun ağzında küfür, hakaret ve bel altı tabirler. Yüzeysel ve sığ. Zerafet, letafet bu ve bu gibi mefhumlar haberdar değiller. Bunları eziklik vesaire diye atfediyorlar.
Pek çok tanıdığım genç kendinden büyüğüne "sen-siz" ayrımı yapamayacak kadar kendilerini lord zannediyorlar. Benim bunun için bir tabirim var: Eflak-Boğdan prensi. Hoşuma gidiyor bu tabir. Özgürlükçü kesim tarafından bu ve bunun gibi anlayışın bu gençlere kazandırıldığına şahit oldum. "Siz bireysiniz, kendi (eksik) aklınızla kendi kararlarınızı alabilirsiniz...." gibi gibi nice naneler yutturuyorlar gençlere. Bundan daha garibi bunları gençlere söyleyenler buna köküne kadar inanmış olmaları. Ne acı bir durum. Üzülüyorum onlara. Acınası bir şekilde Üzülüyorum. Halden anladığım için falan değil. Tamamen aşağılayıcı bir şekilde üzülüyorum. Niye? Çünkü hakediyorlar. Merhamet de bir yere kadar.
Neyse gençlere geri dönelim. Tahminimce ileriki 5-10 yıl içinde gençlerin, çocukların ahvali oldukça kötü. İleriki dönemde bir insanda ne kadar kötü huylar ve ahlaklar varsa, hepsinin belli bir yaş grubunda toplanacak olması. Aksi yöne doğru bir meyil yok. Hep bu yöne doğru meyil var. İnsanın arzularına karşı koyması oldukça zordur. Batıcı ve modernist geçinenler tarafından insanın hep bu "haz" damarı okşanıyor. Zamanı gelince fasulyenin faydasını onların da göreceğinden şüphem yok. Bunlar kabak gibi ortadadır. Medya, siyasetçiler, yazarlar bu noktalara pek değinmezler. Toplumcu geçinen yazarlar bile buna değinmez. Neymiş efendim "teknoloji, yapay zeka, uzay, ekonomi" falan filan, geç bunları paşam geç. Bu toplumda "kanaat" diye bir zenginlik madeni var. İnsanı maddeden ibaret, düşünebilen bir hayvan olarak kabul eden kesim tarafından kabul görebilir ama anadolu insanı bunu yemez. Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız.
Neyse devamını başka yazılara saklayayım. Yoksa tüm şeyleri burada yazacağım olmayacak.